2025 yılı itibarıyla Türkiye’de inşaat sektörü yeniden hareketlenmeye başladı. Pandemi ve küresel ekonomik belirsizlikler nedeniyle son birkaç yıldır durağan seyreden sektör, bu yıl artan talep, düşük faizli konut kredileri ve büyük ölçekli altyapı projeleriyle ivme kazandı. İnşaat sektöründeki canlanma, istihdamdan sanayiye kadar pek çok alanı olumlu etkileyerek ekonomik büyümeye katkı sağlıyor.
Konut Talebi Artıyor
Özellikle büyükşehirlerde ve gelişen bölgelerde konut ihtiyacının devam etmesi, sektördeki büyümenin temel dinamiklerinden biri oldu. 2025’in ilk yarısında konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artış gösterdi. Bu artışta, özellikle orta gelir grubu için geliştirilen uygun fiyatlı konut projeleri büyük rol oynadı.
Kamu ve özel sektör iş birliğiyle yürütülen sosyal konut projeleri, hem dar gelirli ailelere konut sahibi olma imkânı sağlıyor hem de sektöre olan güveni artırıyor. Ayrıca, konut alımını teşvik eden düşük faizli uzun vadeli kredi seçenekleri de piyasayı canlandıran diğer etkenler arasında.
Altyapı Projeleri Ekonomiyi Destekliyor
Konut dışında, ulaşım, enerji ve çevre altyapı projeleri de sektöre ciddi katkı sağlıyor. Havalimanları, otoyollar, hızlı tren hatları, limanlar ve şehir içi raylı sistem yatırımları, inşaat sektöründe yeni istihdam alanları oluşturuyor ve bölgesel kalkınmayı destekliyor.
2025 yılı içinde yapımı süren büyük ölçekli projeler arasında üç şehirde eş zamanlı metro hattı inşaatı, Güneydoğu Anadolu’da baraj ve sulama projeleri ile Marmara bölgesindeki yeni lojistik üs çalışmaları öne çıkıyor. Bu projeler, sadece yerel ekonomiyi değil, bölgesel ticareti de canlandırıyor.
İstihdam ve Tedarik Zinciri Hareketliliği
İnşaat sektörü doğrudan ve dolaylı istihdam açısından Türkiye’nin en büyük alanlarından biri olma özelliğini koruyor. 2025’in ilk altı ayında sektörde istihdam yüzde 10 oranında artarken, yan sektörler olan demir-çelik, çimento, seramik ve mobilya sanayileri de bu büyümeden payını aldı.
Yerli üretime verilen önemin artmasıyla birlikte inşaat malzemeleri tedarik zinciri büyük ölçüde Türkiye içinden sağlanıyor. Bu da yerli sanayinin desteklenmesini ve döviz çıkışının azaltılmasını sağlıyor.
Yatırımcı Güveni ve Kentsel Dönüşüm
Yatırımcı güveninin yeniden artması, sektöre yönelik yeni girişimleri teşvik ediyor. Hem yurt içi hem yurt dışı yatırımcılar, Türkiye’deki kentsel dönüşüm projelerine yoğun ilgi gösteriyor. 2025 itibarıyla başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere birçok büyük şehirde eski yapı stoğunun yenilenmesi için çok sayıda proje hayata geçirildi.
Deprem riski taşıyan bölgelerde yapılan dönüşüm çalışmaları, hem güvenli yaşam alanları oluşturuyor hem de şehirlerin altyapısını modernleştiriyor. Bu durum, inşaat sektörünün uzun vadede sürdürülebilir bir büyüme içinde ilerlemesini sağlıyor.
Sektörde Dijitalleşme ve Sürdürülebilirlik
İnşaat sektörü de dijitalleşme trendine uyum sağlıyor. Akıllı bina sistemleri, enerji verimli yapı malzemeleri, BIM (Building Information Modeling) gibi teknolojiler projelerin daha hızlı, verimli ve çevre dostu şekilde tamamlanmasını sağlıyor. Bu da maliyetleri azaltırken kaliteyi artırıyor.
Ayrıca, yeşil bina sertifikalı projelerin sayısı hızla artıyor. Güneş panelleri, yağmur suyu toplama sistemleri ve yalıtım çözümleri gibi çevreci uygulamalar, konut alıcılarının tercihlerinde belirleyici oluyor.
Türkiye’de inşaat sektörü, 2025 yılı itibarıyla yeniden ivme kazanarak hem ekonomik büyümeye hem de istihdama önemli katkılar sağlıyor. Konut, altyapı ve kentsel dönüşüm projeleri, sektörün dinamik yapısını desteklerken; dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi modern yaklaşımlar, inşaat alanında kalıcı ve nitelikli büyümeyi mümkün kılıyor.